Otizm tedavi edilebiliyor..
Otizm spektrum bozukluğu ya da bilinen adıyla otizm erken çocukluk döneminde başlayan, ciddi bir gelişimsel bozukluktur. Genellikle, oturma, yürüme gibi motor becerilerin gelişiminde, boy ve kilo alımında bir sorun görülmemektedir. Otizmli çocukların dış görünüşleri diğer çocuklardan farklı değildir. Aksine güzel ve sağlıklı görünen çocuklardır. Bazılarının baş çevresi büyük olabilir. Asıl sorun, sosyal etkileşime, iletişime zarar veren, sınırlı ilgi alanlarına ve tekrarlanan hareketlere yol açan davranışlarının bulunmasıdır. Bazen belirtiler 1 yaşından önce başlarken, bazılarında normal psiko-sosyal gelişme olup “mama, baba” gibi ilk kelimeler söylendikten sonra gelişimde gerileme, duraksama fark edilir. Otizmin beynin yapısını ve işleyişini etkileyen sinir sistemindeki sorunlardan kaynaklandığı düşünülmektedir. Bu hastalığın çocuk yetiştirme türleriyle ve ailenin sosyo-ekonomik düzeyiyle bir ilgisi bulunmamaktadır
Otizmin kesin nedeni günümüze kadar yapılan araştırmalar neticesinde henüz bulunmamakla birlikte, genetik ve bazı çevresel faktörler (doğum komplikasyonları, viral enfeksiyonlar, alkol, uyuşturucu, stres ve çevre kirliliği gibi) otizm sebebi olarak gösterilmiş ancak henüz kesin olarak ispatlanmamıştır. Beyin fonksiyonlarını ve hücre iletişimlerini bozan, nadir de olsa bazı genetik, nörometabolik (beyin kimya bozuklukları) hastalıklarda veya epilepsi gibi durumlarda otizm bulgularının görüldüğü bilinmektedir. Günümüzde aşı ile otizm arasında bir ilişki olduğu kesinlikle gösterilmemiştir
Belirtilerin, küçük çocuğun umursamazlığı mı yoksa iletişim konusundaki isteksizliği mi olduğuna karar verilmesi zordur. Konuşma gecikmesi birçok sağlıklı çocukta da görülebilmektedir. Çocuğun bazen belirtileri gösterirken bazen de sağlıklı gelişiyor gibi davranması ailenin kafasını karıştırabilir. Otizmin bir spektrum bozukluğu olarak adlandırılması tam da bu yüzdendir. Hafiften ağıra doğru olan belirti şiddetleri; sağlıklı ama yavaş gelişen çocukla, ağır nöro psikolojik hastalık arasında bir yelpaze oluşturur. Uyku, besin seçme gibi zorluklar sıklıkla bulunabilir.
Otizmin en temel belirtisi, çocukların göz teması kuramamalarıdır. Kısa süreli, çekingen bakış, göz kontağı varmış gibi bakma ama karşıdakini anlamaya yönelik bakmama gibi durumlar olabilir. İsmi ile çağrılan çocuklar genellikle tepki veremez ve neredeyse tümünde konuşma problemleri vardır. Bu hastalar ya hiç konuşamaz veya geç veya tuhaf konuşur. Taklit becerileri kısıtlıdır. Bay-bay yapma, selam verme ve mimik kullanmak gibi taklitleri geç öğrenirler.
Otistik çocuklar işaret ile isteklerini gösteremez ve iletişim problemleri çok sıktır. İhtiyaçlarını, karşılayacak kişinin kolunu çekerek, onu kaldırıp götürerek, ağlayarak gösterirler. Yaşıtları veya büyükler ile iletişim kurmada isteksizdirler. Grup oyunlarına katılamaz ve oyuncaklar ile anlamlı bir şekilde oynayamazlar.
Akranlarıyla olmak yerine kendi halinde olmayı tercih ederler. Bazı çocuklarda sallanma, el çırpma, kanat çırpma gibi “stereotipi” denilen, tekrarlayan anormal hareketler veya koridorda koşturma, ışığı açma-kapama gibi takıntılı davranışlar görülebilir. Otistik çocukların bir diğer önemli belirtisi temastan hoşlanmamalarıdır. Bebeklik çağında bile anne kucağında sakinleşmez, aksine rahatsız olurlar. Otistik çocuklar kendilerine ait ayrı bir dünyada yaşar. Otistik bir çocuk kucağa alınmayı önemsemez. İstediğine ulaşmak için herkesin kucağına gidebilir, yabancı algılaması yoktur. 2-3 yaşına geldiğinde cansız objelere daha fazla ilgi gösterirler. Sürekli ellerinde bir eşya tutma, objeleri dizerek oynama, arabayı ters çevirip tekerleğini döndürme veya yatarak arabanın dönen tekerleğini izleme gibi oyunları vardır. Oyuncağın bütünü yerine bir parçasıyla oynamayı severler. Onun için canlıyla cansız arasında çok fazla fark yoktur. İnsanlarla anlamlı göz kontağı kurmazlar. Ses, ışık ve kokuya karşı aşırı duyarlı olabilir, beklenmedik tepkiler verebilirler. Bazen kendisine söylenenleri papağan gibi tekrar ederler, ben-sen gibi zamirleri ters söylerler.